Araştırma gösteriyor ki; yeterli Magnezyum, beyin hücrelerini Aliminyum, Berilyum, Kadmiyum, Kurşun ve Civanın tahrip edici etkisinden korur. Beyindeki (kandaki değil ) düşük seviyedeki Magnezyum (Magnezyum eksikliği) ağır metallerin beyinde birikmesine katkı sağlayarak Parkinson ve Alzheimer’e sebep olur.
Eğer Aliminyum tencerelerden, kaplardan yemek yiyorsanız, aliminyum içeren
Aliminyum içeren koltuk altı stick
koltuk altı ter önleyiciler (koltuk altı stick) kullanıyorsanız, aliminyum folyo ile yiyeceklerinizi sarıp, paketliyorsanız, içtiğiniz çeşme suyunda aliminyum seviyesi yüksekse , bunlar bağırsağınızdaki (2.beyin) Magnezyumu altetmek için yeterli sebeplerdir. Buda Beyinde Aliminyum birikmesine, Alzheimer ve Parkinson rahatsızlığına sebep olabilir. Kalsiyum bronşlarda birikebilir ve astım belirtileri gösterebilir.
Yapılan otopsi çalışmasında Parkinson hastalığından ölenlerin beyni ile normal beyinler karşılaştırıldı. Sonuçta bu rahatsızlıktan ölenlerin beyninde normal beyine göre çok daha fazla miktarda Aliminyum ve Kalsiyum bulundu.
Aspartam :
Tatlandırıcılarda ve düşük kalorili yiyeceklerde kullanılabilen çay şekerinden 180 kat daha tatlı bir kimyasaldır. Avrupa Birliği’nde E951 kodu ile adlandırılır. Migren, Alzheimer, Parkinson, Huntington hastalıklarına sebep olabilir. Çocuklarda öğrenme güçlüğüne sebep olabilir.
Msg :
Monosodyum glutamat veya Sodyum glutamat olarak ta bilinir. İşlenmiş gıdaların içinde bulunur . Excitotoxicity ‘ye (hücre ölümünün nedenlerinden biri) sebep olabilir.
Bu rahatsızlıklarla ilgili yapılmış bir çok araştırma vardır. Bunlardan birisi 1950 ile 1965 yılları arasında Guam adasında yapılmış ve bu yıllar arasında görülen Parkinson-Demans Kompleks ve (PDC) ve ALS rahatsızlarına neden olarak içme suyundaki düşük seviyedeki Kalsiyum, Magnezyum ve yüksek seviyedeki Aliminyum bulunmuştur. Bu tarihten sonra ise azalış göstermiştir. (2)(3)
GÖRÜNMEZ KATİL HAVA KİRLİLİĞİ:
Türkiye’de yılda yaklaşık 32 bin kişinin, hava kirliliğine bağlı hastalıklar sonucu hayatını kaybettiği bildirilmektedir. “Görünmez katil” olarak da ifade edilen hava kirliliğinin, kalp krizi, kanser, felç, Alzheimer, Parkinson, astım atakları, düşük sperm kalitesi gibi pek çok sağlık sorununa neden olduğu bilinmektedir. Nitekim, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser araştırmaları ajansı, hava kirliliğini Grup 1 kanserojen etken olarak açıklamıştır. Hava kirliliğine özellikle yoksul bırakılmış ve gecekondu sakinleri olmak üzere, yoğun yollar, sanayi sitelerinin yakınlarında yaşayan kesimlerin daha yüksek düzeyde maruz kaldığı ifade edilmektedir.
Hava kirliğinin değerlendirilmesinde hayati önem yaşıyan ve bu hastalıkların temel nedenini oluşturan PM2.5 adı verilen havadaki küçük partiküllerin ölçümünün ülkemizde yaygın olarak yapılmıyor olması, hava kirliliğinin tehlikeli boyutunun gözler önüne serilmesini engellemektedir. Buna karşın eldeki verilere göre 2015 yılının hava kirliliği açısından en tehlikeli ilinin Iğdır, en temiz ve Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre “tek nefes alınabilir” ilinin ise Çankırı olduğu, İstanbul’da havası en kirli ilçenin Esenyurt olduğu, ayrıca Avrupa Birliği kriterlerine göre 81 ilin 62’si, Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre ise 80’inin havasının kirli olduğu tespit edilmiştir.(4)