Kanserin sebepleri arasında; Sigara, hava kirliliği, bazı yiyecekler (kullanılan kimyasal maddeler, hormonlar), ev ve işyerlerimizde bulunabilecek radon gazı, genetik faktörler (Dr. Yavuz Dizdar genetik faktörün en fazla %2 olduğunu belirtiyor) (28 Kasım 2015 Kanal 24 Jess Molho )), gösterilmektedir.
Yani başta soluduğumuz havanın kirli olmaması, sağlıklı beslenmek, sağlıklı bir kiloda olmak, sigara içmemek, alkolü azaltmak, manyetik alanlardan, Radon gazından uzak kalmak kanser riskini önemli ölçüde azaltıyor.
Onkoloij Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar bu konuda “15 yıl evvel bu kadar çok kanser hastası yoktu. Hastanemize günde 3-5 kontrol hastası gelirdi. Şu an hastaneler ve yeni açılan kanser merkezleri kanser hastaları ile dolu.” dedi.
Dr. Dizdar sakatatlardan uzaklaşmamamızı kelle paça tüketmemizi belirtiyor.(1)





Kanser konusunda önemli araştırmaları olan Onkoloij Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar her fırsatta çocuk-yetişkin özelliklede kanser hastalarının Kollajen tüketmeleri gerektiğini vurguluyor. Vatan Gazetesi’ne konuşan Dizdar “Özellikle kanser hastalarının kollajen tüketmeleri gerekiyor. Kollajen, kemik suyunda var, paçada ve gerçek tavuğun suyunda var. Eğer hasta böyle beslenirse hem tedaviyi kaldırması hem de ileride sağlığına kavuşması daha kolay oluyor” dedi.
Bir başka soru ise ;“Sınırsız kemoterapiyle hastanın hayatta kalmasını sağlayan rezervlerini ortadan kaldırıyorsunuz” demiştiniz. Yani bağışıklık sistemi mi çöküyor hastanın?”
Sadece bağışıklık değil tabii… Sizin hastaya verdiğiniz herhangi bir ilacın, toksik, yani zehirli etkisinin karaciğerde yok edilmesi için birtakım mekanizmalar çalışıyor. Bu mekanizmalar neyle çalışıyor? Hammadde girdisiyle… İşte sorun burada çıkıyor. Bu mekanizmalar ancak gerçek gıdayla beslenildiğinde doğru çalışıyor. Sahte gıdayla beslenmeye çalışırsanız çöküyor. Dolayısıyla sizin elinizdeki insanlar artık bundan 20 yıl kadar önceki dayanıklı insanlar değil.
20 yıl önce böyle beslenmek hayatımızın küçük bir parçasını oluşturuyordu, bugün artık açılmış olan ucuz marketler nedeniyle köylerde de bu ürünler tüketiliyor. Vücudumuz için gerekli kaynağı sadece buradan alıyoruz. Bol hormonlu, bol tarım ilacı artıklı, ama raf ömrü uzun gıdaları yiye yiye de her geçen gün daha çok kansere yakalanıyoruz… Alzheimer’lı yaşlılar, hiperaktivite sendromlu çocuklar hızla artıyor. Bu işin bir tarafı, diğer tarafı ise şu; sürekli kemoterapi gören hasta bir süre sonra çiğneyemiyor, yutamıyor… Ona kutu mama veriyoruz. Tamam, mamayı verelim ama bu hastanın normal beslenmesi lazım. Çünkü en azından şunu bilmemiz gerekiyor; verilen her tedaviyle hastanın vücudundan eksilen kısım her neyse bunun sağlıklı biçimde yerine konması gerekiyor. Siz bunu yerine koymadığınız takdirde vücut mevcut olanı da zaman içinde yavaş yavaş yemeye başlıyor…
KEMOTERAPİ
Kemoterepide hastayı toksik bir şeyle, yani zehir vererek iyileştirmeye çalışıyorsunuz. Bu arada sürekli olarak hastanın vücudundan birtakım şeyleri yemeye başlıyorsunuz. Onun hayatta kalmasını, mücadele etmesini sağlayan rezervlerini ortadan kaldırıyorsunuz çünkü. İnsanın vücudunun bir rezervi var. İşte tıp bu alanda, hele onkoloji alanında hastaya nasıl beslenmesi gerektiği konusunda hiçbir şey söylemiyor. O zaman şuraya geliyor mesele; eğer kemoterapiyi abartırsanız, bu hasta da vücut olarak bunu karşılayamaz bir kaynağa sahipse, siz hastalıkla değil, artık tedavinin yan etkileriyle mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz.
Oynanmış gıdalarla beslenmeyin
– Kanser hastaları nasıl beslenmeli?
Hastanın yediklerinin gerçek, oynanmamış gıdalar olması gerekiyor. Mama bir yere kadar katkıda bulunabilir. Ama ana beslenme unsuru oluşturamıyor. Çünkü baktığınız zaman mamanın içinde de süt proteini var. Bunun yerine gerçek süt bulacaksınız, bundan yoğurt yapacak, onu tüketeceksiniz. Ama burada benim özellikle vurgulamak istediğim şey şu; hastaların kollajen tüketmeleri gerekiyor. Yani jöle… Bu, kemik suyunda var, paçada ve gerçek tavuğun suyunda var. Ama kollajenin açığa çıkması için tavuğun, paçanın uzun süreli pişirilmesi gerekiyor.
– Neden kollajen tüketmeli peki?
Çünkü kemoterapide verilen ilaçların vücudun kollajen sentezini bozma gibi bir etkisi var. O zaman vücut bir şekilde çözülmeye başlıyor. Bu uzun vadede olan bir şey… Eğer vücut bu kollajeni yerine koyabilirse, o zaman hastanın hem tedaviyi kaldırması hem de ileride sağlığına kavuşması daha kolay oluyor. Çocukların da paça yemesinde büyük fayda var. Çünkü büyüme aşamasındalar…
Canlı süt ve yoğurtla beslenin
– Paçadan başka ne öneriyorsunuz?
Vücudun savunma mekanizmasını oluşturan ‘glutatyon’ dediğimiz molekül özellikle gerçek süt ve yoğurtta var. Kemoterapinin zararlı etkilerinin ortadan kaldırılması bu molekülle oluyor. Bu yüzden bol bol gerçek yoğurt tüketmekte fayda var. Ama gerçek gıdalarla değil de sahtelerle beslenirsek aynı etki olmuyor.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için öncelikle ne yemeliyiz peki?
Gerçek süt ve gerçek yoğurt. Bunlar tam gıdalar ve faydaları artık bilimsel olarak da ortaya kondu. Biliyorsunuz anne sütüyle beslenen çocuklar hastalıklara çok daha az yakalanıyor. Çünkü anne sütü tam ve canlı bir süt…
Canlı sütten kasıt nedir?
Günlük, oynanmamış, doğal… Sütün bu canlı halinin çok önemli bir özelliği var; vücuda giren yabancı, kanser yapıcı maddeleri tutup, bağlama ve vücutta emilmesini engelleme özelliği…
Zehirlenmelerde yoğurt yedirtilmesinin mantığı da bu. Çünkü mesela gördük ki anne sütüne de tarım ilacı bulaşıyor, bu anne sütünü emen bebekte bir sıkıntı çıkmıyor. Demek ki sütün bu tutma özelliğine bağlı olarak çıkmıyor. Ama bunun için sütün özellikle homojenizasyon ve UHT işleminden geçirilmemesi gerekiyor. Aynı şey yoğurt için de geçerli.
Mine Şenocaklı/Vatan
Türkiye’ye gelen yeni cihazla tümör kanda çok küçük boyutta iken tespit edilebiliyor. Dolaşan kanda ona ait tümör hücreleri bulunuyor. Damardan alınan bir tüp kan ile (aç veya tok) tümörün hangi organda olabileceği ve özellikleri tespit ediliyor. (ntv 02.12.2015)
ABD’nin New York kentindeki Stony Brook Kanser Merkezi’nin yaptığı son araştırma Nature dergisinde yayınlandı. Merkezin başkanı Dr. Yussuf Hannun ve ekibinin araştırma sonuçlarına göre vücutta kanser oluşmasının sebebi %70 ila %90 çevresel faktörler. Dr. Hannun bu konuda “Dış faktörler büyük rol oynuyor, kötü şansın arkasına sığınmak doğru değil, hem sigara içip hem de şanssızlıktan kanser oldum diyemezler.” Dr. Hannun, her sigarayı Rus ruletinde tabancaya sürülen bir mermiye benzeterek “Kamu sağlığı için bizim görevimiz o tabancadan mümkün olduğu kadar çok mermi çıkarmak” diye konuştu.
Paça çorbası kolestrolü yükseltmez ! Dr. Ümit AKTAŞ Paça çorbasının faydalarını anlatıyor .(2)
Bunlarda ilginizi çekebilir (arşiv)
Sağlığımız için faydalı prebiyotikler ve turşu tarifi tıklayın.
Hakan KONYAR tüm yazıları için tıklayın