Bana göre Selenyum’da, vitamin D (hormonu) gibi kıymeti bilinmeyen bir mineraldir. Etrafı denizlerle çevrilmiş, Güneş ışığının yoğun olduğu, verimli toprakların bol olduğu ülkemizde hem vitamin D hemde Mineral Selenyum eksikliği görülmektedir. (Almanya ve A.B.D. topraklarındada aynı sorun bulunmaktadır.) Kendi vücudumda eksikliğini kan tahlili sonucu tespit ettiğim Selenyum’u yaklaşık 3 ayda takviye ederek Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği 150 ug/L seviyesine yaklaştırdım. (Herhangi bir sağlık sorunum olmamasına rağmen) Gelelim hücrelerimize saldıran serbest radikallerle mücadele eden ve kanser, kalp hastalıklarında koruyucu etkisi olan Selenyum’a.
Türkiye’de ilk kez Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Kamil Kumanlıoğlu ve Uzman Dr. Ömer Türker tarafından denenen selenyum tedavisi hastalar üzerinde olumlu sonuç verdi.
Avrupa “Endokrinoloji Dergisi”nde yayınlanan ve Avrupa Tiroid Birliği (ETA) Kongresi’nde sunulan çalışma, bu konuda “ülkemizin ilk, dünyanın 4. ve en geniş araştırması” oldu. Dokuz ay boyunca derginin “en çok okunan makalesi” olan çalışma, aynı zamanda Amerika’nın resmi internet sitesi MedlinePlus’da, bu konuda kaynak olarak gösterilen tek çalışma oldu.
Bu çalışmanın ardından, Yunan ve İtalyan araştırmacıların yaptıkları çalışmalarla, selenyum tedavisinin uzun süreli etkisi teyyid edildi.
Hattâ Türk hekimlerin ardından, İtalyan araştırmacılar da, “selenyum’un hamilelik döneminde bile etkili olduğunu ve tedavi ile (otoimmün tiroidit’in hamilelik sonrası görülen özel bir formu olan) pospartum tiroidit görülme oranının azaldığını” gösteren bir çalışma yayınladılar.
internet sitesi MedlinePlus’da, bu konuda kaynak olarak gösterilen tek çalışma oldu.
Bu çalışmanın ardından, Yunan ve İtalyan araştırmacıların yaptıkları çalışmalarla, selenyum tedavisinin uzun süreli etkisi teyyid edildi.
Hattâ Türk hekimlerin ardından, İtalyan araştırmacılar da, “selenyum’un hamilelik döneminde bile etkili olduğunu ve tedavi ile (otoimmün tiroidit’in hamilelik sonrası görülen özel bir formu olan) pospartum tiroidit görülme oranının azaldığını” gösteren bir çalışma yayınladılar.
Selenyum, gıdalarla aldığımız, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu bir element, bir çeşit mâdendir. Selenyumun astım, romatoid artirit, vitiligo gibi pekçok hastalıkta faydası bilinmektedir. Vücudumuzda, “sağlıklı çalışması için selenyuma ihtiyaç duyulan” en az 30 çeşit protein tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)nün de içinde olduğu pek çok kaynak, her insanın, günlük 40-70 mikrogram civarında selenyum alması gerektiğini bildirmektedir. Otoimmün tiroidit tedavisinde erişkin bir hasta için kullanılan günlük ortalama doz ise, 200 mikrogram kadardır. Yâni tedavinin özü, zaten hergün gıdalarla almamız gereken doğal bir mâden’in, biraz daha yüksek dozda alınmasından ibârettir.
Otoimmün hastalıkların, savunma hücrelerinin vücudun kendi hücrelerine karşı duyarlı hale gelmesi ve zarar vermesiyle ortaya çıkan hastalıklar olduğunu belirten Kumanlıoğlu şunları söyledi:
Türkiye’de tanınmıyor
“Eklem ve kalp kapağı romatizması, halk arasında bilinmesine karşın, kadınların yüzde 10’undan, erkeklerin yüzde 2’sinden fazlasını etkileyen ve ülkemizde yaklaşık 4 milyon kişiyi etkileyen otoimmün (tiroid iltihabı) pek tanınmamaktadır…
“Boynumuzda bulunan ve vücudumuz için gerekli tiroid hormonlarını üreten tiroid bezine karşı, savunma hücrelerinin başlattığı savaş, hastaların yüzde 90’ından fazlasında tiroid bezinin tamamen kaybı ile sonuçlanıyor.”
Dışarıdan takviye edilebiliyor
Hastalığa yakalanan kişilerin zamanla tiroid hormonu yetersizliğine girdiklerini belirten Kumanlıoğlu, bu aşamada görülebilecek belirtileri şöyle sıraladı: Kilo alma, zihni fonksiyonlarda yavaşlama, aşırı üşüme, el ve yüzde şişlik, ödem, uzun süreli bağırsak problemleri, adet düzensizliği…
Kumanlıoğlu, “Bu gibi rahatsızlıklar nedeniyle hekime başvuran hastanın tiroid hormon düzeyi düşük bulunuyor ve vücutta yapılamayan bu hormonlar, tablet olarak dışarıdan takviye ediliyor” dedi.
Ege’de başarılı sonuçlar
Yakın zamana dek, hücre yıkımının önlenemediği ve tiroid bezi harap olduktan sonra, sadece hormon takviyesi yapılabilen bu hastalık için tedavi ümidinin doğduğunu belirten Prof.Dr. Kumanlıoğlu, şöyle devam etti:
“İlk kez 2002’de Almanya’dan Prof.Dr. Gaertner’in yaptığı bir çalışma ile, vücudumuzda var olan antioksidan bir mineral selenyum ile hücre yıkımının baskılanabildiği gösterildi…
“Daha sona Yunanistan’dan Prof.Dr. Duntas’ın bir çalışması ile de doğrulanan tedavi şekli, dünyada üçüncü, ülkemizde ilk olarak kliniğimizde denendi…
“Altı aylık tedavi sürecinde kanda bulunan ve hücre yıkımı ile ilişkili anti-TPO antikor miktarında yüzde 50’ye yakın oranda düşme saptandı. Çalışma 100 hasta üzerinde gerçekleştirildi.”
Boyun bölgesinde sıkışma hissi
Çalışma sonuçlarının yurt dışında da ses getirdiğini vurgulayan Prof.Dr. Kumanlıoğlu, diğer araştırmacılar ile fikir alışverişinde bulunduklarını ve ortak çalışma planladıklarını söyledi.
Hastalığın başlangıcında önemli belirtiler olmamasının çoğu kez tanıyı geciktirdiğini belirten Kumanlıoğlu, “Bazı hastalarda boyun bölgesinde hafif sıkışma hissi olabiliyor. Hasta yaşı ilerleyip, tiroid bezini kaybettikçe, hekime başvuruyor…
“Bu hastalıkta aşırı ve hızlı hücre yıkımına bağlı olarak, kana aşırı tiroid hormonu geçmekte ve çarpıntı, aşırı terleme, sinirlilik hali görülebilmektedir” dedi.
Selenyumun vücuttaki zehirlere karşı faydalı etkisini olduğunu söyleyen Dr. Sadi Rüştü VURAL, Selenyum eksikliğinde tiroid hormonunda dengesizlikler ortaya çıktığını belirtmiş, Selenyumun kanın pıhtılaşmasını engellediğini, kalp krizinin azalmasına katkısı olduğunu, Hdl ve Ldl Kolestrolündeki dengede olumlu katkılarının olduğunu belirtmiştir.
Selenyumun Prostat, Akciğer, Yemek borusu Kanserinde koruma etkileri:
1817 yılında keşfedilen Selenyum sarımsak, soğan, somon balığında, yumurtada bulunur. Diyetle yeterli derecede alıp alamadığımızın göstergelerinden biride kan tahlilimizdir. Birçok akademik çalışmada günlük alım önerisi olarak 50-100 microgram yeterli görülmüştür.
Tedavi amaçlı en fazla 400 mikrogram’a kadar alınabilir * Yüksek dozlarda saç kaybı, bulantı, ishal görülebilir. 1996 beri tedavi dozu olarak en uygun doz hala günlük en fazla: 200 mikrogram önerilmektedir. E vitamini ile birlikte kullanıldığında daha faydalı olduğu hala tartışılmakla beraber daha uzun yıllar devam edeceği tahmin edilmektedir.
Harvard Sağlık Uzmanlarının 1996 yılında 40 ile 75 yaş arasındaki 33737 erkekle yapmış oldukları 6 yıl süren takip çalışmasında Selenyum düzeyleri en yüksek olanların Selenyum düzeyleri en düşük olanlara göre prostat kanserinden %65 korundukları sonucuna vardı. Harvard ekibi korunma için günlük tüketim miktarını 159 microgram olarak hesapladı.
Vücuttaki Selenyum seviyesini yüksekte tutmanın Prostat, Akciğer, Göğüs, Yemek borusu kanserinden korunmada etkisi olduğu kanıtlandı.
Sizin Selenyum seviyeniz nedir? Kendinizin, çocuğunuzun, annenizin, babanızın Selenyum seviyesine baktırabilirsiniz.
Birçok yerde 24 saat tetkik yaptırabileceğiniz hastaneler, laboratuvarlar bulunmaktadır. Yarım saatinizi ve bütçenizden küçük bir pay ayırmanız, size, sevdiklerinize sağlığınız hakkında önemli bilgiler verecek ve hastalıklardan korunmanızı, sağlık harcamalarınızdan tasarruf yapmanızı ve almanız gereken tedbirleri gösterecektir.
http://www.health.harvard.edu/family_health_guide/selenium-and-prostate-cancer
http://www.health.harvard.edu/blog/selenium-vitamin-e-supplements-increase-decrease-prostate-cancer-risk-201402287059